Mu'tezile (
Arapça:
المعتزلة),
İslam dininde bir itikadi mezhep. Mu'tezile, kelime olarak (i'tezele sözcüğünden türeyerek) "ayrılanlar, uzaklaşanlar, bir tarafa çekilenler" anlamına gelir.
Büyük günâh işleyen kimsenin iman ile
küfür arası bir mertebede olduğunu söyleyerek
Ehl-i Sünnet âlimlerinden Hasan-ı Basrî'nin (ö. 110/728) dersini terk eden Vâsıl bin Atâ (ö. 131/748) ile ona uyanların oluşturduğu mezhep bu isimle anılır. Mu‘tezile ise kendini "ehlü'l-adl ve'ttevhîd" ("adalet ve tevhid ehli") diye adlandırır. Mu'tezile mezhebinden olan
kişiye Mu'tezili denir. Özellikle
kader ve
kaza konularındaki yorumları ve inançları nedeniyle
İslam dinindeki diğer
mezheplerden ayrılmışlardır; ama yine de
İslâm dininin çoğunluğunu oluşturan
mezheplerden,
Ehl-i Sünnet, Mu'tezile'yi İslam dışı saymamaktadır.
Akılcı bir mezhep olan Mu'tezile,
mantık kurallarıyla çelişir gördüğü
âyet ve
hadisleri Ehl-i Sünnet'ten farklı biçimde yorumlamış ve bu yorumlarında
akla öncelik vermiştir. Nitekim Mu'tezile mezhebi, gerek
akla fazla değer vermesi ve özellikle de
Abbâsîler döneminde
felsefe ile girdiği yakın ilişkiler dolayısıyla barındırdığı
felsefi metot ve
görüşleri nedeniyle fazlasıyla eleştirilmiştir. Özellikle de
nass (
ayet veya
hadis) ile akılın çeliştiğini düşündükleri noktalarda sıklıkla nassı
akla uygun gelecek şekilde yorumlamaları diğer
mezheplerde büyük tepki uyandırmıştır. Modern zamanlardaki bazı araştırmacı ve İslam tarihçileri de Mu'tezile mezhebini akla verdiği önem ve metotları bakımından, çeşitli hususlarda
rasyonalist olarak tanımlar. Mu'tezile mezhebinin kendi içinde barındırdığı beş esası vardır, bu esasların ilki olan ve İslâm dininin de ilk esası olan
tevhidin bu beş esasın temeli olduğunu öne sürerler. Bazı cemaat ve mezhepler bu düşünceye karşı çıkmıştır.