Sơn

Son

Són

SON

son

akıbet, son, sonuç, nihayet, final.

art, peş, arka son * paşiya kar işin sonu geçmiş * paşiya wan xerab bû geçmişleri kötüydü geri , ,son , * vagona paşî son vagon ~ bi gû bûn sonu bok olmak , ~ pê anîn , sonunu getirmek , ~ya , anîn , sonunu getirmek ~ya arikê , ant damak eteği ~ya , bi xêr be , sonu hayırlı olsun ~ya , neqedîn ardını kesmek ~ya paşîn sonunda, nihayet ~ya tirê hê nû kezîkurê akşamdan sonra merhaba , ~ya tirê hê li min kezîkurê at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak ~yê pê anîn arkasını getirmek

art, son, hitam.

artık, son, hepsi, bu kadar.

bitim , son , bir işin bitimi sonunda verilen şey ~a , dîtin sonunu almak

devam, devamı , arka, devam, mabat , * domahîka çîrokê masalın arkası geri , * domahîka nivîsarê di hejmara ku bê de, dê were weşandin yazının gerisi gelecek sayıda yayınlanacak sonuç , ,son , son , son, akibet * domahîka me bi xêr be Allah sonumuzu hayir etsin

devam, devamı , sonuç, netice ,son , arta kalan boyunca * heta domahiya rê wî xeber da yol boyunca hep konuştu mec nesil, soy

döl eşi, etene, son, meşime

ebedi, son

etene, döl eşi, eş, meşime, son , plâsanta

etene, döl eşi, meşime, son, plâsanta

etene, döl eşi, meşime, son, plâsanta, eş

etene, meşime, son, eş, döl eşi

etene, meşime, son, eş, döl eşi, plâsanta , ~ avêtin nekahat döneminde olmak

etene, meşine, döl eşi, son, plâsanta ,

payan, son

son , rz tamlama, terkip ~a navdêran rz ad tamlaması, isim tamlaması ~a rengdêrîn rz sıfat tamlaması

son , son , * vagona paşîn son vagon son ,

son , son , son, nihaî, nihayet son , yan, tali, ikincil , * bandorên îlacê yên talî ilacın yan etkileri yan * saziyên talî yan kuruluşlar ~ sim sim sim Smaîl alevere dalavere Ku memet nöbete

son , sonuç, netice

son , * baranên dawî son yağmurlar son , * vagona dawîn son vagon son , son , * dawiya zivistanê kışın sonu mec son , sonra , * vî karî mehêlin dawiyê bu işi sonraya bırakmayın arka , * dawiya xeberoşkê masalın arkası wj sonuç ~ lê anîn sona erdirmek ~ lê hatin sona ermek, hitam bulmak ~ lê nehatin bitmek tükenmek bilmemek ~ li axaftinê anîn söze son vermek, yekûn çekmek ~ li gotinên xwe anîn sözlerine son vermek, lâfı yekûn tutmak ~ li karê , anîn , işine son vermek ~ya , alt tarafı , ~ya ~ eninde sonunda, sonunda ~ya , anîn , sonunu getirmek ~ya dinyayê ahir zaman, dünyanın son günleri ~ya emr , ahir vakit ~ya emrê , bi xêr be Allah son gürlüğü versin di ~ya emrê xwe de xerifîn kırkından sonra azmak ~ya , hatin 1) sonu gelmek 2) , arkası kesilmek ~ya hefteyê , hafta sonu ~ya virê tune yalancının mumu yatsıya kadar yanar ~ya wî , bi xêr be Allah sonunu hayır etsin

son , * baranên dawîn son yağmurlar son , * vagona dawîn son vagon son, bitim, nihayet , * heta qurişa dawîn xerc kiriye son kuruşuna kadar harcamış

son, ahir ,

son, sonunda

son, sonuç akibet, sonuç sonuç ,

son

ईसा

दामाद

पुट्र

पुत्र

बेटा

लड़का

वंसज

सन्तान